30 Nisan 2013 Salı

Sosyal Medya Kavramı

Sosyal Medya Tanımları

**Online Wikipedia ansiklopedi sosyal medyayı: “Zaman ve mekan sınırlaması olmadan (mobil tabanlı), paylaşımın, tartışmanın esas olduğu bir insani iletişim şeklidir” diye tanımlamaktadır.

**Sosyal medya için yapılan tanımlar arasında en sık; “İnsanların fikirlerini görüşlerini,deneyimlerini, perspektiflerini paylaşmak ve birbirleriyle iletişim halinde bulunmak için kullandıkları online platformlar” ifadesi kullanılmaktadır.

**Ama Andreas Kaplan ve Michael Haenlein’in 2010’daki tespitine göre Sosyal Medya;“Web 2.0 üzerinde ideolojik ve teknolojik içeriklerin, yapılanmaların kullanıcı merkezli bir şekilde üretilmesine ve geliştirilmesine izin veren internet tabanlı uygulamaların bütününe denilmektedir”.

**Sosyal medya konusunda çalışan aktif isimlerden Michael Fruchter, sosyal medyayı 5C ile tanımlamaktadır. Fruchter’e göre sosyal medya; Conversation ( sohbet, iletişim ),  community ( topluluk ), commenting ( yorumlamak ), collaboration ( uyum, işbirliği ) ve          Contribution ( katkı).’dan oluşur. Bu tanımları aşağıdaki biçimde açıklamaktadır:

Kitle İletişim Araçlarının Bireyler Üzerindeki Etkisi



Kitle iletişim araçları,gelişen teknolojinin de etkisiyle toplumsal yaşamın vazgeçilmez bir öğesi olmuştur. Bir çok sosyal bilimci araştırmalarında kitle iletişimi ile birey ve toplum yaşamını sosyolojik,sosyal psikolojik yaklaşımlarla sorgulamış ve buradan bireye etkisini açıklamaya çalışmışlardır.

    Kitle iletişim kavram olarak toplumsal bir nitelik taşımaktadır. Birbiriyle ilişkisi olmayan geniş bir nüfus demektir. Internet çağımızın en büyük bilgi paylaşım ağıdır. Kitle iletişimin tümünü kapsamaktadır. Birey üzerinde en büyük etkinin Internet olduğu ve bu etkinin gelecekte artarak devam edeceği kuşkusuzdur.

    Kitle iletişim araçların;Basın,Radyo,Televizyon ve Internet  ile yapılan yayınların etkileri değerlendirilmelidir. Bireyin iletişim üzerine etkileri konusunu anlayabilmek için öncelikle etki kavramını ele almak gereklidir. Etki kavramında temel ise kitle iletişim araçlarının yaptığı değişmelerdir.

29 Nisan 2013 Pazartesi

Medya planlaması

Medya planlaması; Reklamcının mesajını hedeflediği kişilere ulaştırmak üzere medyanın ne şekilde kullanılması gerektiğinin belirlenme sürecidir.

Her reklamın ulaşmak istediği “hedef kitle” olarak adlandırılan belirli özelliklere sahip gruplar vardır. Medya planlamacıların görevi, medyanın farklı planlarını bir araya getirerek, reklam mesajının hedef kitleyle nerede, ne zaman ve ne frekansta karşılaşacağını belirlemektir. Eğer mesajımız hedef kitle tarafından okunmamış, duyulmamış veya izlenmemiş ise reklamımızın başarılı ve etkin olması mümkün değildir. Ancak medya alternatiflerinin sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Dolayısıyla bu durum medya planlamacıların işlerini karmaşık bir hale getirmektedir. Hatta sadece medya araçlarının sayısı değil, aynı zamanda geleneksel dediğimiz klasik medya araçlarına yeni medyaların eklenmesi de planlamacıların rolünü ağırlaştırmaktadır. (Burada medya aracı olarak kastedilen bir dergi veya gazete çeşidi, bir televizyon programı veya bir radyo istasyonudur. 

Kitle İletişim Kuramları 17 - Rosengren Kullanım ve Doyum Yaklaşımı



Kitle iletişim araçları içerikleri ve örgütleniş biçimleriyle çok çeşitlilikler gösterir ve toplum üzerinde etkili olabilecek geniş bir alandaki faaliyetleri kapsarlar. Tasarlanmış olsun ya da olmasın kitle iletişim araçlarının işleyişlerinin doğuracağı sonuçlar (kitle iletişim araçlarının etkileri) ve izleyici topluluklarının ilgisinin çekilmesi veya fikir ve davranışlarının etkilenmesi gibi tasarlanmış amaçları sağlama yeteneği (kitle iletişim araçlarının etkililiği) uzun yıllar boyu araştırma konusu olmuştur. Tüm kitle iletişim araştırmalarının amacı, kitle iletişiminin etkilerini açıklamaktır (Rubin).

Başlangıçta kitle iletişim araçlarının birtakım etkileri olduğunu kabul eden ve özellikle bu etkiler üzerinde duran araştırmalar yapılmaktaydı. İzleyici farklılaştırılmamış bir kitle, ikna etme ve enformasyon için pasif bir hedef veya kitle iletişim araçları ürünleri tüketicilerinin pazarı olarak algılanmıştır (McQuail ve Windahl, 1993). Tek yönlü modeli takip eden ve insanların kitle iletişim araçlarının pasif tüketicileri olduğu fikrini taşıyan bu yaklaşımların izleyiciyi geri planda bırakması, daha sonra izleyiciyi merkez alan modellerin doğmasına neden olmuştur.

Kitle İletişim Kuramları 16 -İki Aşamalı Akış - Paul Lazarsfeld


Paul Lazarsfeld, Einstein, Popper ve Wittgenstein gibi önemli isimleri çeken “Vienna Circle” denen grubun
mantıksal pozitivizm (mantıksal ampirizm) anlayışını Amerika’da kitle iletişimi kuram ve araştırmalarında egemen yaptı. Vienna Circle’ın anlayışına göre, bilgi iki kaynağa sahiptir: mantıksal muhakeme ve bilimsel teorilerin tek kanıtlaması olan ampirik deney. Lazersfeld için kitle iletişimi (radyo) sadece 
araştırma yöntemi geliştirmek için araçtı; onun yaşam boyu ilgisi “matematiği toplumun sorunlarını çözmek için nasıl kullanırsın” sorusu üzerine odaklanmıştı. Kendisi ve arkadaşları, ölçme yöntemleri geliştirdiler.[1] Merton and Lazarsfeld (1968) “Studies in Radio and Film Propaganda” yapıtlarında etki araştırmalarının doğasınıözetlediler: Bu araştırmalar broşür, sinema ve radyo programlarını incelerken içerik analizi ve yanıt analizi kullandılar. Yanıt analizi “odaklanmış söyleşiden” ve “program analizer” aracından çıkartıldı. Yanıtlar iki yönlü üç kademeli (katılıyor, nütral, katılmıyor) ölçek kullanılarak istatistik analizi yapılıyordu. 
Bu analizle, (a) propaganda etkisi, (b) yanıtların dağılımı, (c) beklenen yanıtların verilip verilmediği, (d) 
beklenmeyen yanıtlar belirleniyordu.

Kitle İletişim Kuramları 15 - Rogers'dan Yeniliklerin Yayılması Kuramı


Bireylerin ise kendilerine ulaşan bu yenilikleri kabul edip benimsemesi 5 aşamada gerçekleşir.
  1. Bilgi
  2. İkna Olma
  3. Karar Verme
  4. Uygulama
  5. Kabullenme
Eğer yenilik benimsenirse, çeşitli iletişim kanalları aracılığıyla yayılır. İletişim aşamasında, yenilik, bilimsel bir bakış açısından ziyade, yeniliğin bireyler üzerindeki öznel algılamalarına bağlı olarak yayılır. Bu süreç bir zaman içinde olur ve en sonunda sosyal sistem içinde, yayılım, yayılmanın normları, fikir liderlerinin rolleri, değişim ajanları, yenilik kararlarının türleri ve yeniliğin sonuçları belirir.

Yayılma’nın Anahtar Unsurları

Rogers’a göre yayılma kuramını oluşturan anahtar kelimeler:

Kitle İletişim Kuramları 14 - Suskunluk Sarmalı


Suskunluk Sarmalı’, Alman siyaset bilimci Elisabeth Noelle-Neumann tarafından geliştirilen bir siyaset bilimi ve kitle iletişim teorisidir.
Bir kişinin/grubun savunduğu fikir, mensubu olduğu toplumun (okulda sınıf, fabrikada soyunma odası, orduda yemekhane, belediye otobüsü, akraba ziyareti, hastane koridoru vs.) ‘genel-geçer’ kabul ettiği görüşlere uygun değilse, bu kişi toplumdan dışlanma korkusu nedeniyle konuşurken kendini kısıtlar veya fikrini söylemekten vazgeçer. Aynı kişi fikrinin (veya kendi fikrine yakın görüşlerin) toplum nezdinde yaygınlaşmaya başladığını sezerse, bu kez fikrini yüksek sesle söylemeye başlar.
‘Suskunluk Sarmalı’ teorisi içinde dört temel faktör vardır:

Kitle İletişim Kuramları 13 - Klapper Modeli



Kitle iletişiminin etkileri üzerine en etkili eleştirileri yazan Klapper “Kitle iletişimi genellikle
gerekli ve yeterli izleyen etkilerine yol açmaz, bunun yerine arabulucu faktörlerin bir parçası olarak işlev
görür”der.
Klapper "Neden Kitle İletişim Araçlarına ihtiyaç duyarız" sorusunun cevabını bulmaya çalışır.Klapper'e göre kitle iletişim araçlarının içeriği insanlar için bir kaçış aracıdır, bu araçların çekicilikleri bu niteliklerinden gelmektedir.

Bu araçların sağladığı işlevler ise;

Rahatlama (Tv izleme, radyo dinleme, internete girme vs..)
Hayal gücünü harekete geçirme
Başkası adına yapılan etkileşime olanak sağlama
Toplumsal ilişki için ortak zemin sağlama



Kitle İletişim Kuramları 12 - Gerhard Maletzke Modeli



Çoğu iletişim çalışmaları ve modelinde, araştırmacılar bir, belki de iki faktör üzerinde dururlar; bazı etkiler ya da davranışlar gibi. Bu, kitle iletişim araştırmaları ile ilgili sorunların en iyi bir veya iki faktörlük açıklamalarla analiz edilebileceği gibi yanlış bir sonuç doğurabilir. Alman bilim adamı Maletzke (1963), "Schema des Feldes der Massen-kommunikation"de bizlere oldukça farklı bir perspektif sunar. Metodolojik olan ve iyi kurulmuş olan bu model, kitle iletişimini sosyal psikolojik açıdan çok karmaşık ve açıklamaların tek faktör tipinden çok birden fazla olduğu bir süreç olarak göstermektedir.
Maletzke, modelini geleneksel temel öğeler, iletici, gönderi, araç ve alıcı üzerine kurar. Ancak kitle iletişim aracı ve alıcı arasında iki tane daha bileşken olduğuna dikkat çeker. Bunlar kitle iletişim aracından gelen 'baskı' veya 'zorlama' ile alıcının kitle iletişim aracı hakkında sahip olduğu imajdır.

28 Nisan 2013 Pazar

Kitle İletişim Kuramları 11 - Lasswell Formülü

Kim ?(İletici) ---Ne Söyler ?(Gönderi) ---Hangi Kanal ile ?(Araç) ---Kime ?(Alıcı) ---Ne gibi etkiyle ?


Kim, sorusu mesajın kaynağını temsil eder. Burada önemli olan bu “kimin”, inanılır olup olmadığı gibi, karakteristik özellikleridir. 20. yüzyılın başında, devlet başkanları, sözüne inanılır liderlere güzel bir örnektir. Kitleler bu “kimi” tanıyacaktır. Günümüze uyarlarsak popüler isimleri “kim” olarak güvenilir gördüğümüzü söyleyebiliriz. Örneğin, toplumlar, bir devlet başkanından çok, ünlü bir film yıldızının çevre konusunda duyarlılığına daha çok ilgi gösterebilirler. Görüldüğü gibi algılar değişse de temel kavramlar sabit kalmaktadır.

Neyi, kavramı iletilen mesajın ne olduğunu ortaya koyar. Burada mesaj daha sonra açıklayacağımız “etkinin” somut halidir. Kitlelere ulaştırılmak istenilen etkinin ön planda olan duruşu olan “neyi” kavramının bunu başarıp başarmaması burada önemlidir. Örneğin, “savaş kötüdür” mesajını iletirken, savaşın yarattığı insan katliamlarını mı gösteriyoruz yoksa savaşın yarattığı ekonomik zararı mı? İnsanlarda sonuçta “savaş kötüdür” düşüncesi yaratsa da, bunu hangi örnekle yaptığımız, alt metin olarak çok önemlidir.

Kitle İletişim Kuramları 10 - Westley ve Maclean'in Kavramsal Modeli

1957'de ortaya çıkan bu oldukça etkili olmuş model, araş­tırmaların edinilmiş bulgularını düzenlemek, kitle iletişim araştırması için özellikle uygun olan sistematik bir uygula­mayı sağlamak amacıyla geliştirilmiştir. Kaynağında sosyal psikoloji, denge ve birlikte yönelim kuramları yatar.

Westley ve MacLean, iki kişinin dış objelere karşı bir­likte yönelim durumunun sistematik ve birbirleriyle karşı­lıklı ilişki içinde olan niteliğini koruyarak kitle iletişiminin oldukça karmaşık durumunu temsil eden bir model mey­dana getirmek istemişlerdi.




Newcomb 'un ABX modelinin Wesüey ve MacLean uyarlaması
Uyarlama yazarların kitle iletişimi ile kişilerarası iletişim aıasında temel farklılıkları algılamasına dayanır. Bu farklı­lıklar:

(a)   kitle iletişiminde geribeslemenin çok az oluşu ya da ertelendiği gerçeği,
(b)  herhangi bir bireyin (B) (izleyici olarak) yönelece­ği ve arasından seçmek zorunda olduğu daha fazla sayıda A'ların (alternatif kitle iletişim kaynakları) ve X'lerin (çev­redeki objeler) olması.
               
Bu noktada model, enformasyon kaynağının, A'mn, B ile iletişim kurmak üzere karmaşık X'ler arasından seçim yapma eylemini gösterir. Buna ek olarak B, herhangi bir X'i doğrudan algılayabilir ve geribesleme hattı ile (FBA) cevap verebilir. Böyle bir durum enformasyonun bir birey­den diğerine verildiği veya birey tarafından uzman kayna­ğa başvurulduğu kişilerarası iletişimde bilinen bir durumu temsil eder.

Kaynak:İletişim Modelleri ve Etkileşim (Baha   KURTBOĞANOĞLU)


Kitle İletişim Kuramları 9 - Yakınlaşma Modeli


Rogers'a göre, "İletişim, ka­tılımcıların ortak bir anlaşmaya varmak üzere enformas­yon yaratıp birbirleriyle paylaştıkları bir süreçtir".
Model, katılımcı A ile katılımcı B arasındaki ilişkiyi iletişimsel etkileşim biçiminde sunar. Burada enformasyon alma ve vermeye dayanan daha gelişmiş bir karşılıklı an­laşmaya yönelen dairesel bir süreç vardır. Karşılıklı anlaş­maya varılmadan önce, birkaç enformasyon alışverişi dön­güsü meydana gelir, bu döngünün tamamlanmış olması gerekmez. Bu model deki iletişim sürecinin, bizler incelemeye başlamadan zaten başlamış olduğu kabul edilir.



İletişimin bu modelinin, tek yönlü düz çizgisel mode­le göre bazı avantajları olduğu öne sürülür: Bu avantajlar modelin sürekli geribesleme sağlayan kalıplaşmış enfor­masyon bilgi akışlarıyla birbirine bağlanmış bireylerden oluşan bilgi ağları içindeki ilişkiler ile karşılıklı anlama ve ortak görüşe varma konuları üzerinde duruşundan kay­naklanır. Model gönderen ve alıcılar arasında kültür ve güç gediklerinin ancak güven ve karşılıklı anlayışın yavaş yavaş artırılarak kapatılabileceği özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki birçok duruma uygulanabilir.


Kaynak:İletişim Modelleri ve Etkileşim (Baha   KURTBOĞANOĞLU)

Kitle İletişim Kuramları 8 - Uyum ve Uyumsuzluk Kavramı


Denge ve birlikte yönelim kuramının bir uzantısı iki zıt eği­limin sürekli yaşandığı, biri anlaşmaya doğru, diğeri kutuplaşmaya doğru gelişen kamuoyu değişimi hakkındaki çalış­mada bulunabilir. Bu konu bazen 'özümseme ve karşıtlık' olarak da anılır. Kitle iletişim araçları ve kamuoyu hakkında yapılan araş­tırmalar bir ya da diğer eğilimin oluşabileceği bazı koşulla­rı bilmemizi mümkün kılar, özellikle insanların kendileri­ni kitle iletişim araçları kaynaklarından uzak tuttukları veya kitle iletişim kaynaklarının görüşlerini özümsedikleri zamanlarda olduğu gibi. Bu süreç, örneğin farklı kitle iletişim araçlarının farklı par­ti ve adayları destekledikleri seçim kampanyalarında mey­dana gelebilir.

Şekilde gösterilen sürecin ana özellikleri şunlar­dır:

 Önce, gelen gönderiler uyumsuzluk olasılığını azaltma ve çevre ile uyumu sağlamak amacıyla alıcılar tarafın­dan taranır ve ayıklanır; durum (A). Bu sürecin yeterli ol­mayışı veya değişen koşullar nedeniyle, yeni ya da karşıt fikirlerin alındığı potansiyel uyumsuzluk durumları ortaya çıkar; durum (B). Uyumsuzluk toplumsal ve psikolojik sü­reçleri harekete geçirir. Bu da dengenin geri kazanılması için iki ana ola­sılığı biçimlendirir. Bu olasılıklar kaynağın algılanmasını değiştirmek (C) veya çıkmaza giren fikir veya tutumu değiştirmektir (D).
Örnek olarak, seçim döneminde bir seçmenin bir parti liderini etkileyen skandal hakkında bir gazete makalesi okuması durumunda ortaya çıkacaktır. Bu, des­teklenmeyen bir partiye ilişkin ise, uyum sağlanır ve hiçbir etki olmaz. Gönderi seçmenin kendi partisi ile ilgiliyse bağlılık zede­lenir. 
Önceki uyumu geri kazanmak için seçenekler gazete kaynağı hakkında kuşku duymak veya partiyi daha az destekler olmak.

Bu durumla ilgili etmenler şunlardır:
1.     Başlangıçta tarama işlevini sağlayan seçici algılama ve alımlama.
2.     Var olan fikri desteklemek ve keskinleştirmek üze­re değinilen grup normları. Normlar ne kadar destekleyi­ci olursa, (C) o kadar çok seçme, kaynak hakkındaki fik­ri gözden geçirme ve gönderiyi ihmal etme şansı vardır. Grup normlarından daha az güçlüyse alıcı bir o kadar izole olur, düşüncesinin veya davranışının etkilenme şansı artar.
3.     Ego katılımı. Bir düşüncenin kişisel katılımı ya da kişiliğin bir parçasını temsil etme derecesi kişisel katılım arttıkça değişim şansı azalır, kaynağın ve herhangi rahatsız edici bir gönderinin kabul edilmeme şansı artar.
4.  Fikir farklılığı derecesi. Araştırmalara göre bu fak­tör ile potansiyel tepkiler arasında karmaşık bir ilişki var­dır. Gönderi ile var olan durum arasındaki küçük farklılık­lar genelde herhangi bir değişime (ne (C) ne de (D) seçe­neği etkilidir) yol açmaz. Kitle iletişim aracı farklılıkları çoğu kez fikrin değiştirilmesi yönünde birtakım düzenle­meleri gerektirir, büyük farklılıklar çoğu kez grup normla­rının ve ego katılımının harekete geçirilmesini içerir, gön­deri ve kaynağın reddedilmesine, fikre olan sadakatin tek­rar kazanılmasına yol açar. Etkilemesi amaçlanan gönderi­nin ters etki yapması (aslında kaynak ile alıcı arasındaki tutum gediğini artırarak) 'bumerang' etkisi olarak adlandı­rılır.

Kaynak:İletişim Modelleri ve Etkileşim (Baha   KURTBOĞANOĞLU)


Kitle İletişim kuramları 7 - Birlikte Yönelimin Uçurtma Modeli


Kişilerarası iletişim veya gruplar arası iletişim üzerin­de odaklanma, yani iki yönlü ve etkileşimci olan iletişim üzerinde durma; herhangi bir çalışmada üç temel öğenin enformasyon kaynakları, iletişimciler ve alıcıların aynı an­da yer almasına verilen önem, iletişim durumlarının dina­miğine duyulan ilgi. Yaklaşımın temel özellikleri sosyal bir ortamda söz konusu öğeler arasındaki ilişkileri sergileyen Şekil uçurtma biçiminde gösterilmiştir.
Gösterilen öğeler büyük oranda kendi kendilerini açıklamaktadır. 'Seçkin' normalde tek taraflı siyasal ilgiyi ifade eder. Haklarında bazı enformasyon birimleri olan 'konular' güncel kamu tartışmasının herhangi bir yönüdür. Kamu, etkilenen söz ko­nusu topluluk ve aynı zamanda kitle iletişiminin izleyicile­ridir. Uygulamada 'kitle iletişim araçları' güncel olaylarla uğraşan yazı işleri müdürleri, muhabirler, gazeteciler vs.'dir. Öğeleri birleştiren çizgiler farklı şeylerin yerine geçer: ilişkiler, tutumlar ve algılamalar; tek veya iki yönlü iletişim kanalları. Newcomb'un modeliyle Seçkinlerin A, Kamunun B, Konuların X olacağı bir benzerlik vardır.
Buradaki esas farklılık A ve B'nin artık farklı motive edilen rol sistemleri olması ve 'kitle iletişim araçları' öğesinin ilişkiye az çok bağımsız bir diğer parti olarak eklenmiş olmasıdır.


Kaynak:İletişim Modelleri ve Etkileşim (Baha   KURTBOĞANOĞLU)


Kitle İletişim Kuramları 6 - Newcomb 'un ABX Modeli

Model Newcomb (1953) tara­fından formüle edilmiş olsa da, psikolog Heider'ın (1946) daha önceki çalışmasının bir uzantısıdır., iki kişinin birbirlerine ve dış bir objeye karşı be­ğenme veya beğenmeme tutumu durumunda bazı ilişki ka­lıpları dengelenecek bazıları ise dengelenmeyecektir. Bunun da ötesinde, denge durumunda her bir katılımcı değişime karşı koyacak, dengesizlik du­rumunda ise 'bilişsel' dengeyi tekrardan kazanmak için gi­rişimlerde bulunacaktır.

Model bir üçgen şeklindedir, noktalar iki bireyi A ve B'yi ve ortak çevrelerindeki bir objeyi X'i temsil eder. Her iki birey birbirlerine ve X'e yönelimlidir. Herhangi bir de­ğişim hakkında enformasyon ileterek ve ayarlamaların ol­masına izin vererek üç öğe arasındaki simetriği sağlamak ve geliştirmek bakımından iletişim, yönelim yapısını des­tekleyecek bir süreç olarak alınır.

 Modelden çıkartılabilecek ana önermeler şunlardır: A ve B'nin X'e karşı yönetimlerindeki farklılıklar iletişimi teşvik edecektir. Bu iletişim sonuçta ilişkiler sisteminin 'normal durumu' olduğu varsayılan dengeyi kazanma eği­limini gösterecektir.


Kaynak:İletişim Modelleri ve Etkileşim (Baha   KURTBOĞANOĞLU)

Kitle İletişim Kuramları 5 - Gerbner'in Genel İletişim Modeli



Amerikalı kitle iletişim araştırmacısı George Gerbner'in amacı geniş uygulama alanı olan bir model çizmektir. Model ilk kez 1956'da sunulmuştur.
Modelin özel bir niteliği hangi iletişim durumunu açıklıyorsa ona göre farklı biçimlere sokulabilmesidir. .



1- Bir kişi,
2- Bir olayı algılayıp
3- Tepkide bulunduğunda
4- Belli bir ortamda
5- Bazı araçlar kanalıyla
6- Kullanılabilir malzemeler hazırlar
7- Bunun bir biçimi
8- ve bağlamı vardır
9- İçeriği aktararak içerik iletilir
10- ve bazı sonuçlara yol açar.


Yaklaşımının bulguları 
Televizyonun örgütsel ve ideolojik yapısı
Televizyonun psikolojik, kültürel ve siyasal etkisi


Kitle İletişim Kuramları 4 - Dance' ın Sarmal Modeli

Dance’ın sarmal modelinin en önemli özelliği; hem iletişim sürecini hem de bu sürece katılanları dinamik, değişen ve gelişen ve genişleyen bir biçimde yani aktif olarak ele almasıdır.



Dairesel yaklaşımdır. Birey diğer modellere göre daha aktiftir.İletişim daha da büyüyebilir veya küçülebilir.Örn: aynı meslek erbabının konuşması sırasında sarmal büyürken araya farklı bir meslek mensubunun girmesiyle küçülür kişide ilgisizlik başlar..
Ayrıca ayrıntılı analiz için uygun değildir.




Kitle İletişim Kuramları 3 - Osgood ve Schramm Modeli

İlk dairesel modeldir.Kaynak hem gönderici hem de alıcı, alıcı ise hem hedef hem de kaynak rolündedir. Böylece iletişim süreci her ikisininin de (yani kaynak ve alıcının) hem kodlayıcı hem yorumlayıcı hem de kod açıcı pozisyonlarında bulunduğu döngüsel bir süreçtir. Gürültü arttıkça tekrar da artar ve zaman kısıtlanır. Alıcı ve verici aynı kişidir.Geri bildirim temel öğedir. Kişiler arası iletişim için daha uygundur.


Kitle İletişim Kuramları 2 - Melvin Defleur modeli


DeFleur’un iletişim modeli aslında Shanon ve Weaver’in Matematiksel İletişim Modeli’nin geliştirilmiş hâdir.  DeFleur, Matematiksel İletişim Modeli’ndeki gürültü faktörünün yanında, sürece geri bildirimi de ekleyerek süreci çizgisel modelden döngüsel modele dönüştürmüştür.

Burada önemli olan gönderici ve alıcının gönderilen mesajın anlamı üzerinde uzlaşmalarıdır.
DeFleur’un bu modeli iletişim sürecini çizgisellikten çıkarıp dairesel bir biçime soksa da hiçbir zaman kitle iletişiminde tam bir geri bildirim sürecinin işleyeceğini garanti edemez

Kitle İletişim Kuramları 1 - Shannon ve Weaver Modeli


            Shannon-Weaver modeli, Enformasyon Teorisi veya Matematiksel İletişim Kuramı olarak da isimlendirilmektedir. Bu modeli, 1949 yılında Claude Elwood Shannon (1916-2001) ve Warren Weaver (1894-1978) ortaklaşa yaptıkları bir çalışmayla bulmuşlardır. 

 Model şu çizgiyi takip eder:


İletişim ile ilgili bazı kavramlar (ilk ders)


Literatürde iletişim kavramı: Enformasyon, düşünce, tutum ve duyguların bir kişiden veya gruptan ötekine sembollerle iletilmesidir.

Schramm'a göre iletişim Mesajı: mesaj hedefin dikkatini çekmeli, anlamı bozulmadan verilmeli, yol gösterici olmalıdır.

Ünay Özkay'a göre iletişim kavramı:

1-İletişim hedef kitlenin dikkatini çekecek şekilde dizayn edilmeli,
2-Simgelerin iletiyi gönderen kadar, gönderilerinde bilinmesi gerekir.
3-Hedef kitlenin, temel değer ve tutumlarını bilmek
4-En uygun medya türünü bilmek,
5-Daha uygun böyle bir mal/ürün kullanılmış mı ?
6-Hedef kitleye yabancı görünmekten kaçınılmalı.
7-Hazırlayıcı iletişim süreci ile hedef kitlenin bilgi/algılama düzeyini yükseltmek gerekmekte,
8-Kırılmayan dirençlerinde olabileceği unutulmamalıdır.